19 Nisan 2013 Cuma

BULUT ATLASI cloud atlas



Uzuuunn zamandır seyreylediğim en güzel film, çok şey yazmak mümkün ancak, üşeniyorum, mutlaka izleyin diyorum. Biraz uzun, 3 saat kadar sürüyor sanıyorum ancak bir 3 daha sürse de izlesek te denilebilir. Tırnak mırnak kalmadı hep kemirdim...

18 Nisan 2013 Perşembe

UPSİDE DOWN & ANOTHER WORLD

 Hollywood'un alternatif dünya arayışları devam ediyor. Upside Down'da, birbirlerine tersten bakan iki dünya var, dünyaların kendilerine ait fizik kanunları var, bu kanunların önünde eğilmeyen,  tabuları yıkmaya çalışan bir de aşk var. Bence keyifli filmdi, yine farklı fikirler üretip başarıyla canlandırmış el oğlu...

Another earth de de paralel evren konusunu irdeliyoruz, üstteki filmden biraz daha yavaş, ama bir kuble daha uzun zihnimde yer bulan, sonunda da bir tutam sinema büyüsü tozuyla güzel güzel misyonunu tamamlayan bir muhterem film olmuş ya da kısaca, gene ellerine sağlık, beğendim...

6 Aralık 2012 Perşembe

Woody Allen üçlemiş...

İlk filminden burada bahsetmiştim, diğerlerini yeni tamamladım. Ben bir hastalıktan muzdaribim, şöyle ki, ilkini seyrettim ya, diğerlerini de seyreylemek zorundaymışım,yarım bırakırsam yönetmenine ayıp olurmuş gibi bir duygusallık... Alacakaranlıkgilleri de bu yüzden seyrediyorum, başladım bikere, napimduramıyorum... Çekirdek gibi yani...

Konumuza dönersek, Pariste Geceyarısı en çok beğendiğim, Romaya sevgilerle ise tiksindiğim film oldu.

29 Ağustos 2012 Çarşamba

The Fall - Düşüş



Bir reklamcı film yapmış, 4 senede tamamlamış, bir kaç saniyelik görüntüler için 23 ülkede çekim yapmış , bunu çeken kameramanın gözü kör olmuş :) 
Bunun gibi sahnelerle dolu, çok güzel bir film olmuş. Çok beğendim. Yine kenara köşeye attığım filmlerden biri. Ben ne ön yargılı insan evladıyım yaf. Neyse ki geç de olsa seyreyledim, içim rahat, sinema buymuş, bayıldım, hiç bitmese dedim...



25 Temmuz 2012 Çarşamba

MELANCHOLİA


 Kenarda köşede bıraktığım, adam yerine koymadığım, hatta silmeye yeltendiğim filmlerden biriydi. Fakat seyredince beni çok mahçub etti, kiii ben buna bayılırım.


Filmde uzun bir düğün faslı var, sinemada seyreylemiş olsaydım -ki afişine bakıp, gitmezdim- herhalde ilk yarıyı düğün faslıyla kapatmışlardır. Aslında gördüğüm en güzel düğün organizasyonuydu. Neden benim böyle bir eniştem yok ( enişteyi de 24 ten biliriz) neden kimse bana böyle bir düğün yapmadı diye içlendim.


Filmde çok güzel, fotoğraf kalitesinde görüntüler var. Yani tamamı böyle. Bitip te çok hoşuma gidince araştırma gereği duydum, meğer yönetmeni lars von trier imiş, hakkını da gani gani vermiş...


Filmde psikolojik bir doğal afet durumu ya da onun gibi ilginç bir konu işlenmiş, bunu da ilk kez gördüm ben, hem konusu orjinal hem sarsıcı hemi de bittiğinde mal gibi ekrana bakakaldım daha da ayrıntı vermem , bence seyreyleyin, sizi de utandırsın...

12 Haziran 2012 Salı

Entelköy Efeköye Karşı

Dondurmam Gaymak gibi süper bir referansı var filmin bi kereeee...Ekolojik dengeyle ilgili konusu, direkt benim ilgi alanıma giriyor ikiiiii...Bir de bayıldığım ege köylüleri, ege şivesi, ege türküleri ihtiva ediyor ki içeriği, ben böyle organik filmi beğenmezmiyim a günlük???  
Filmde aşırı doz toplumsal mesaj var, ama sıkmıyor çünkü ege şivesiyle, bol küfürlü , çok matraklar. Malesef  acıklı durumdaki köylü profilimize dair net ve doğru çözümlemeler eylemiş film, farzı misal;


-önce sınıf bilinci edinmelisiniz. köylümüsün burjuvamısın, işçimisin, nesin?
-köylüyüz, köylüyüz, evet.
-...rak köylüsün! südünü yoğurdunu şehirde marketten alıyosun, üretmiyosun, bütün gün kahfede okey oynuyosun...


gibi...
Tolga Çandar'dan ailecek severek dinlediğimiz 'şu köyceğiz yolları' nı çok güzel söylemişler, gönlerdir yine dilimde... Heleee film bitince Tarkanım gümbür gümbür 'benim sadık yarim kara topraktır' ı söylemiyor mu? wallahi de söylüyor günlükçüm...

Tek itirazım, Nejat Yavaşoğulları'nadır; rockçılardan da yeteneksizi çıkabiliyormuş demek ki, o nasıl bir karikatür tiptir, ne gereksiz bir karakterdir...Babasını sevmezdim zaten...peeehhhhh...Film güzel ama...Gerçek...

11 Haziran 2012 Pazartesi

Berlin Kaplanı

Eyvah Eyvah ne bizden, ne cana yakın filmdi, güldük eğlendik, hatta duygulandık mı ne? İkinciye de aynı beklentiyle gittik, biraz buruk döndük, aynı tadı vermedi. Ata bir damar yakalamış, ver duygusalı, ver duygusalı...Berlin kaplanı da aynı eksende, fazlaca insan duygusuna oynayan bir film olmuş. Tipler de çok sempatik değildi, uğruna kavga edilen senaryo bu muydu ki?

30 Nisan 2012 Pazartesi

ALBERT NOBBS

İnsanı  -biraz- şaşırtan, - biraz- düşündüren bir film. Ama uzun yıllar aklımda kalacağını sanmıyorum. İlginç bir kaç detay dışında, ki detayları da yazamıyorum , seyreyleyen olur diye, vasat bir izlence. Glenn Close güzel oynamış, oscar ı da kucaklar muhtemelen bu rolüyle ama karakter, albert nobbs yani, bi tuhaf bi yarım yamalak, güdük bişey. Ne bilim ben pek içselleştiremedim... 


11 Nisan 2012 Çarşamba

Siyahlı Kadın

 Eğer klasik korku filmlerini seviyorsanız, bu filmi de seversiniz, çünkü, olması gereken bütün klişeler var; eski, ürkütücü bir ev, karanlık ortam, kendi kendine hareketlenen oyuncaklar, sis, pus vs...


3 Mart 2012 Cumartesi

Perfect Sense

Bu kış güzel film yaptı dostlar, mahsül iyi. Arka arkaya hoşumuza giden filmler seyrettik bu ara. Çeviren, 'yeryüzündeki son aşk' buyurmuş, herhalde konu fazla etkiledi, duygusal bir anına da denk geldi. Kim karar veriyor film isimlerinn Türkçesine? Bilen varmı?
Fazla açıklamalı olmasın die kendimi tutuyorum yine, ilginç bir konu yakalnmış yine, adamlar yapmış bizde bakmışız yine... Beğendik biz, tavsiyede ederiz, yine...